Eşekli Kütüphaneci
Kütüphanede, kitaplar arasında gezinirken karşılaştım Eşekli Kütüphaneci'yle tesadüfen. Kızdım sonra kendime "Neden daha önce tanımadım onu" diye. Yırtınırcasına düşünüyordu atandığı kütüphaneye nasıl okuyucu çekeceğini. Köylü okuma sevmiyordu ki; değil sevmek, okuma kültürü diye bir şey yoktu ki. Ama öyle olmazdı, o yılamazdı. Madem kimse gelmiyordu okumaya, kendisi götürecekti kitapları ayaklarına. Kalkınma sağlansındı, cehalet yıkılsındı, karanlıklar aydınlığa dönsündü.
Bu, Mustafa Güzelgöz'ün öyküsü, namıdiğer "Eşekli Kütüphaneci"nin. Ürgüp'te yaşayan Mustafa Güzelgöz 23 yaşındadır. 2. Dünya Savaşı sonrası askerden döndüğünde kaymakamın teklifiyle bir futbol takımını çalıştırmaya başlar, bunun karşılığında da kaymakam ona iş bulacaktır. Kısa bir süre sonra da kütüphane memuru olarak atanır.
Kütüphanede 2000'den fazla kitap vardır ama bunların bir kısmı Osmanlıca'dır ve kütüphanenin nemli bir odasına atılmıştır. İlk işi bu kitapları beşer onar kurutup kurtarmak olur. Ancak kütüphaneye gelen giden yoktur. Ne yapalım ne edelim derken futbol takımından başlar kitap okutmaya: "Gol önce kafadan sonra ayaktan çıkar." diyerek.
Bununla da kalmaz, eşeğe bir sandık yaptırarak içine kitap yükler ve başlar köylerin yolunu tutmaya. Onu karşılayan köylüye teker teker kitap verir. Köylü şaşakalır önce ama okumaya başlar. Çocuk, kadın, erkek; herkese kitap dağıtır Mustafa. On beş günde bir köye gelerek köylüdeki kitapları değiştirir ve bir deftere bunların notunu tutar.
Kütüphanedeki kitapları arttırmanın bir yolunu bulur ve İstanbul'da, Ankara'da iş sahibi hemşerilerine tek tek yazıp kitap ister. Özellikle çocuk kitapları üzerinde durur. Bir süre sonra hatırı sayılır sayıda kitaba sahip olurlar. Eşek sayısı artar, kadroya katırlar da eklenir ve seyyar kütüphanecilik yaptığı köy sayısı da 36'ya çıkar. Bu sırada eşeğiyle en az beş köye hizmet etmek koşuluyla yardımcı olarak iki yeni memur da atanır.
Mustafa eşeğiyle ayaklara kadar kitap götürür götürmesine, ancak hâlâ kütüphaneye gelen giden yoktur. Erkekler günlerinin çoğunu kahvede geçiriyorlardır. Şehir dışındaki hemşerilerinin desteğiyle kütüphaneye bir radyo alır ve erkekleri kahveye alternatif olarak kütüphaneye çekmeyi başarır.
Ancak bununla yetinmez, kadınları kütüphaneye çekmenin peşine düşer. Bu konudaki işi zordur. İşin gücün arasında, çoluk çocuğa bakmaktan zamanı mı vardır kadınların okuyacak? Hem erkeklerin olduğu yerde kadınların ne işi vardır? Öylesi ayrımdan hoşlanmasa da haftanın bir gününü sadece kadınlar için ayırır.
Buna rağmen beklediği sonucu alamaz. Onlar için kütüphaneye dikiş makinesi, bebeler için beşik alacağını söyler, dediğini de yapar. Orası artık kadınların da uğrak yeridir. Dikiş makinesi doluyken sırada bekleyenler zamanlarını kitap okuyarak geçirirler.
Kütüphane kadınlara hitap edecek dikiş, yemek yapımı, çocuk bakımı ile ilgili kitaplarla da dolmuştur. Aynı zamanda çiftçilik ile ilgili, köylünün pratikte ihtiyaç duyduğu çeşitli kitaplarla da doludur.
Eşekli Kütüphaneci'nin çalışmaları verim sağlamış, köylü kitap okuma alışkanlığı kazanmıştır. Kütüphaneye bir kat daha çıkılmıştır. Bununla birlikte fotoğrafçılık, kooperatifçilik, köy gazeteciliği, folklor, spor teşkilatı gibi sosyal faaliyetlere de öncülük etmiştir Mustafa Güzelgöz. Nevşehir’de kaymakam, vali tarafından değer gören, saygı duyulan bir yerdir artık.
1963'te Amerika'da dünya çapında halkına gönüllü olarak hizmet götürme üzerine bir yarışma düzenlenir. Türkiye'de Mustafa Güzelgöz aday gösterilir, Amerika'dan bir heyet gelip yerinde incelemelerde bulunur. Köyde eşeği üzerinde giden bir adama okuması için kitap uzatılır, adam kitabı tereddüt etmeden alıp okur. Ardından genç, yaşlı, kadın, çocuk birçok kişiye uzatılır, olumlu sonuç alınır. Mustafa Güzelgöz halka hizmetlerinden dolayı yarışmada birinci seçilir.
Mustafa Güzelgöz'ün çalışmaları hem ulusal hem uluslararası alanda duyulur. Birçok yerden Ürgüp'e kitap akar. Bu sırada iki bin üç yüz kitapla devraldığı kütüphanedeki kitap sayısı iki yüz bine ulaşmıştır.
Eşekli Kütüphaneci’nin çalışmalarını takip eden Amerikan Barış Gönüllüleri adlı kuruluş tarafından kütüphaneye bir jip armağan edilir. Bundan sonra kadroya bir de jip eklenmiştir.
"Eşekli Kütüphaneci", ezberlenmiş görev anlayışını geride bırakıp kendi sınırlarını zorlayan bir gencin öyküsüdür. Elindekiyle yetinmeyen, kendini işine veren, bireycilikten çıkıp toplumu için emek döken bir insandır. Her yaştan köylüye kitap aşılayarak kendince bir devrim yapmıştır.
Fakir Baykurt, Mustafa Güzelgöz'ün haberini duyunca Ürgüp'te onun misafiri olur ve hayat hikayesini şaşkınlıkla dinler. Bir süre sonra onun hayatını kurgulayan "Eşekli Kütüphaneci" adlı kitabı ortaya çıkar. Fakir Baykurt'un ölümünden hemen önce kaleme aldığı "Eşekli Kütüphaneci"yi okumanızı mutlaka öneriyorum.
DEMET AL